11 Haziran 2013 Salı

Nazım demiş ki;

Senin kaç yaşında olduğunu ne düşündüm şimdiye kadar ne de bundan sonra düşüneceğim.
Sen üç yaşındasın bebeğim!
Tombul, pembe, beyaz, şirret, şirin ve yaramaz…
Sen onsekiz yaşında sevgilimsin!
Kocaman gözlü, ince bilekli geyik!
Sen anamsın, altmış yaşındasın…
Sen yaşı ve cinsiyeti olmayan arkadaşsın!
Büyük kavgamda beraber dövüştüğüm…
Bana nasihatların en doğrusunu veren ve tehlikelerde kanatlarını üstüme geren!
Senin kaç yaşında olduğunu ne düşündüm şimdiye kadar ne de bundan sonra düşüneceğim.
Ve inanmıyorum bir kış günü dünyaya geldiğine.
Sen mutlaka baharda doğmuş olmalısın toprak uyanırken!


NAZIM HİKMET

22 Mart 2013 Cuma

fakir kız zengin oğlan ütopyası

                 Eski Türk filmi izlerken fark ettim eskiden ne güzelmiş yakışıklı ve zengin Murat Soydanlar  Kartal Tibetler şımarık zengin kızları yerine mütevazı  ve FAKİR Türkan Şorayı tercih edermiş. Bunun şimdiki örneği  Adını Feriha Koydum dizisidir (başka örnek yok) neden o kadar sevildi sanıyorsunuz? Fakir kızlar o dizide kendilerini buldu. Yakışıklı zengin Emir'in sevebilme ihtimali ne demek bilir misiniz? kimse dizi başlarken başına "bu dizideki kahramanlar ve olaylar tamamen hayal ürünüdür"demedi.

                 Neden mi? Çünkü ülkemizde herhangi bir zengin erkeğin bırak sevgilisi olmayı fuckbuddysi olmak için bile bir  kere onun okuduğu % 200 burssuz özel bir okulda okumalısın, onun yaptığı extreme yani heyecan verici ve PAHALI sporlandan birini yapmalısın hadi bunların ikisini de yapamadın diyelim. ÇÜNKÜ PARAN YOK... o vakit kendine Feriha misali çok zengin ve asil bir duruş edinmelisin. kesinlikle fakir arkadaşlarınla görüşmemeli kendine zengin arkadaşlar edinmelisin. açlıktan ölsen de Starbucksa gidip "vayt çaklıt moka"nı içmelisin. Hem zengin erkekler en kolayından adını öğrenir böylelikle. Saçlarını zengin sarısına boyatmalısın (Demet Akalın sarısı da diyorlar) yaz oldumu mutlaka iki elin kanda olsa bile çeşmeye en az 2 günlüğüne kaçmalısın. hayatında göremeyeceğin kadar zengin ve yakışıklı erkeği bir arada görebilirsin. şanslıysan belki birini kafeslersin bile. Geceleri Aya Yorgi deki beach clublara gündüzleri ise Alaçatı'daki surf okullarına sotelenmelisin.1-2 saat ders alıyormuş gibi yapsan kendini yeterince zengin gösterirsin.


                   

                Asıl önemli kısım Feriha sendromuna kapılmadan yani fakir olduğunu aklına getirmeden hayatını sürdürmen. Unutma sen inanırsan herkes inanır. Bağlarını sıkı tuttuğun zaman ne sevgilin ne de yeni zengin kankaların babanın fakirliğinden seni suçlamaz ve asla seni terk etmez... Gerisi sana kalmış. 

Haydi Başarılar.


4 Aralık 2012 Salı

GOYGOYA GEL


      Bir kitapta okumuştum evrenin çekim yasası gibi siktiri boktan bilmiş kitaplar.. pek meraklısıyım böyle yarak kürek muhabbetlere.. meğerse; alışveriş yaptığım mağazada benimle ilgilenmeyen tezgahtar, açlıktan gebermek üzereyken siparişimi hemen getirmeyen garson ve mesajlarımı okuduğu halde cevap vermeyen piç sevgilinin sebebi küçükken babamın benimle ilgilenmemesiymiş. . Piç babama bakar mısın? bu gerzekliklerin ucunun babama dayandığına değil de onun ilgisizliğine dayanması bana soğuk duş etkisi yarattı. Kitap anlatacak değilim, sevmem de.. ama ilgisiz erkeklere aşık oluyor olmam benim suçum değilmiş bu çok sevindirici ama aynı zamanda da sorunu bilmek çözüm bulmaya yetmiyor...

  Nerede bir arıza erkek görsem ''seni küçükken annen hiç sevmedi mi?'' diye kişisel gelişim uzmanı kesilirdim.. Meğer arıza bendeymiş!
   
 
  Geçen gün  bir alışveriş merkezinde yakışıklı bir tezgahtar bana bin liralık bir kulaklık sattı ve ben o ay alkol tüketimimi minimuma indirmek zorunda kaldım. alkolü az tüketince yakışıklı erkeklerin tüm tekliflerine hayır demeye başladım. Benim adalet anlayışım da bu!. Özetle ilgilenmeseler daha iyi bence.


   Bu arada facebook ve twitter hesabımı kapattım. beni özleyin. belki bu arada evlenirim belki de evlenmem hayatı böyle uçlarda yaşıyorum. napiiiim?





                                                                                                                                                   1.343 like

3 Haziran 2011 Cuma

Gelecekteki Sevgilime Not:

  Geçenlerde erkek arkadaşımla fahişe bir bara gittik. Geçenlerde dediysem bir 3 yıl falan olmuştur hani!!  heavy metal çalıyordu o rakı içti ben bir şişe tekilanın beline beline vurdum tuz.. limon.. çok severim de..
Şimdilerde içki içmiyorum bıraktım denilebilir insan her içki içtiğinde yalnızlığını biraz daha küçümsüyor. düşünmenin hiç bir yere varmadığı zamanlar vardır ya.. Annem hep derdi ''düşünmek yapmaktan daha zordur kızım''. Zormuş..  Bugünlerde böyleyim işte..Şimdi bir yerlerde içine doğuyorum biliyorum ama biz seninle karşılaşıncaya kadar,
   çooook sevgililerimiz olacak,
  dalgın dalgın yürürken karşımıza çıkacaklar,
  sabahları mesaj atacaklar,
  bize yemekler yapacaklar,
  başımızı okşayacaklar,
  yatağımıza yatacaklar,
  kokumuzu alacaklar,
  şarkılar yazacaklar,
  şiirler okuyacaklar,
  bizi aldatacaklar,
  güvenimizi yıkacaklar..
  Çok korkuyorum... Ya benden önce biri görüp severse seni ?




                                                                                                                                                   2.852 like

27 Mayıs 2011 Cuma

eski sevgiliye..

Modern zamanda aşk, spagetti gibi. Eğer kırarsan herşey daha kolay ama o zaman da aslını kaybedip, makarna yemiş olursun. Özveri göstersen karşındaki erkek, nihayetinde.. Ne anlar özveriden, hassasiyetten.. Annesine bile sevgisini göstermekten aciz! Senin değer verdiğin şeyleri sikmekten haz alır adeta.. Hani hep söylerim ya gidenin arkasından ağlanmaz o gidiyorsa sen daha hızlı git ve o bayağı bir gerinde kalsın şerefsiz... Bazen giden o olmaz, öyle bir durumda bırakır ki seni o ayrıntıcı, savaşlar kazandıran zekan çoktan yenilmiştir aşka... istemeye istemeye gitmek durumunda kalırsın.. Zaten ''terkedişin'' altında yatan gerçek aslında senin çoktan terkedilmiş olduğun değil mi? Bunu ilk ve orta dereceli okullar zamanında öğrenmiş olmalıyım. O günden bu güne dinlediğim şarkılar, kullandığım parfümler, hoşlandığım adamlar, kolumdaki çantalar bile değişiyor da ben mi değişmiyorum allah aşkına.. Değişiyorum..Değişiyoruz.. farkında olmasakta..
Değişmeyen tek şey bir kadının aşk karşısındaki savunmasızlığıdır bence. Ne savaşlar kazanıldı, ne cinayetler işlendi tarihler boyu, kadınlar uğruna ama hiç birinde aşık bir kadın yoktu başrolde. Boşuna demem ''Aşk kadınların afyonu'' O detaycı zekaları duman olur gider.. Ve aşık bir kadın kıyafetlerinden fazlasını çıkarır sevişirken.
Melody Gardot şarkıları gibidir bazı adamlar, aşil topuğunu çoktan keşfetmiştir, seni sadece o yaralar, o incitir, o bilir, düşmanından daha acımasızdır.. yeri gelir. Eğer inanılmaz aşk acısı çekiyorsam bilirimki ben yine çok akıllı bir adama aşık olmuşumdur.
Şimdi ben bu satırları yazarken senin bu yazdıklarımı mal mal okuduğundan o kadar eminim ki...

Madem senin için yazdım bu yazıyı o zaman bilmelisin ki; Seni bir zamanlar çok sevdim
Babam kadar sevdim..
Annem kadar özledim..
Kardeşlerimin bir ''abla'' deyişi kadar değerliydin..
Şimdi başkalarıyla sevişiyor olmalısın, ama unutma! kimse sana benim gibi şefkatle bakmayacak, sabah uyandığında ''ilk aklına gelen'' olmayacak, sevdiğin kreplerden yapmayacak, böyle yazılar yazmayacak..
Ben artık beni düşünmeyen adamı düşünmek yerine başka şeyler düşünüyorum, iyi şeyler düşünüyorum, şırıl şırıl akan şelaleleri düşünüyorum, ve bir daha düşünüyorum...



                                                                                                                                                   8.967 like

24 Mayıs 2011 Salı

ilişkiler hep farklı başlar ama hep aynıdır ayrılık.

Çoğumuz mükemmel aşkı yaratmak yerine vaktimizi mükemmel aşkı arayarak heba ettik. Herkes bir limana yanaşıp dinlenmek isterken bazı insanlar liman liman gezmeyi tercih eder. sanırım ben de öyle yaptım. Şimdi yıllanmış tecrübelerim ve yalnız başına izlediğim filmlerle dolu kasvetli karanlık bir odam var. Pişman mıyım? değilim, seviyorum yalnız olmayı.. her daim çalan telefonlarım yok ama beni sevdiğini söyleyen yalancı mesajlar, sahte mailler hala geliyor. Hani patronunun sözlerini kaldıramayıp istifa ettiğin, hocaya kızıp dersten kaldığın, annene darılıp aç yattığım akşamlar gibi.. bir erkeğe kızıp acısını geriye kalan tüm erkeklerden çıkartırsın..
Ya da kendini yalnızlıkla cezalandırırsın.
Filmlerdeki gibi olmasa da herkesin ilişkisi şahane başlar. Ben hiç duymadım ''ilişkimiz başlarda berbattı gün geçtikçe rayına oturdu'' diyen birini.. Kadın ve erkek başlangıçta oscarlık oyunculuk sergileyerek mükemmel ilişkiyi yaratırlar.. Evet ilişkiler farklı başlar ama ayrılık denen meret hep aynıdır.
''Mükemmel insan, mutlu olmak için bir başkasına ihtiyaç duymayan insandır'' palavralarıyla geçer aşk acın.. Başkasını seven insanlarla yatarsın sabah uyandığında dün gece seni terkeden kişiyle kalkarsın. Aşk filmleri yalan.. Seni de beni de yiyorlar.





                                                                                                                                                   5.688 like

9 Mayıs 2011 Pazartesi

biz üç kişiydik.. üçüncü olmayaydı iyiydi

Hani kaşınan yeri kanarcasına kaşırsın yaa! işte öyle kaşıyorum şimdi iyileşen yerlerimi... Konumuzun bununla alakası yok farklı bir giriş yapmak istedim sadece. Neyse,
biz aslında iki kişiydik zaten normalide bu. bir ilişki iki kişiden oluşur. sonra lostun bozmaya başladığı dönemlerde eş zamanlı olarak bizim ilişki de bozmaya başladı. Halbuki ''seni hiç bırakmicam Saniye'' demişti.. Gerçi ben hiç inanmamıştım ama.. ''hassasiyetlerimiz farklı''ymış. Haklıydı aslında...
İlkokuldayken hoşlandığım çocukla yanyana oturuyordum. Bu yüzdendir ki eğitim hayatımın en güzel zamanları ilk okul birinci sınıftır. Parlak zekamla ilk orda dikkat çekmiş olmalıyım. Hoşlandığım çocukla çok eğleniyorduk. Aynı sırada oturmanın verdiği birlikte yaşıyor hissi.. zamanla silgilerimizi ortak, uçlarımızı aynı yapmıştı. kendi kalemini açarken benimkini de açıyordu. Selim.. ilk aşkım... hala yüzü gözümün önünde.. Sarı pipinin tekiydi.. abartılcak bi olayı yoktu..
Günler cedric & chen ilişkisi yoğunluğunda geçerken birgün.. biz selimle otururken dersin ortasında biz kız geldi selimin yanına oturdu.selim, kız ile benim aramda kalmıştı. ne olduğunu anlamadan kız bağırarak ''Öğretmenim biz çok sıkışıyoruz'' dedi. Öğretmen '' Saniye arkaya geç'' deyip derse devam etti. Ben en arkada boş sıraya geçmiştim.. Ablak ablak bakışlarım kaldı Selim'li günlerden den geriye..
Demem o ki 20 yıl geçmesine rağmen ben hala üç kişilik ilişkinin sıkıştıran tarafıyım. Ve hala kalk git diyenlerle savaşacak kadar sahiplenemiyorum kimseyi. 7 yaşındaki mallığımı hala koruyorum. Siz böyle olmalıyın.. ilişkinize sahip çıkın.. üçüncülere bırakmayın sevdiğinizi..
Bu arada lost gerçekten çok bozdu.






                                                                                                                                                   5.961 like